Kişisel dürüstlük meselesinin yanı sıra, seviyenizin üzerinde çalışmaya çalıştığınız düşüncesi de var. Yöneticiniz veya ekip lideriniz, ekibinize olan etki konusunda endişelenmesi gereken kişidir, siz değil. Futbol benzetmelerini kullanmaktan nefret ederim, ama işte burada:
Yan hakemsin. Soldan veya sağdan pass oyunu mu, yoksa QB'nin yana mı koşacağı senin endişen değil. Senin görevin, o savunma görevlisini alıp ya durdurmak ya da sola ya da sağa itmektir. QB değilsin, hücum koordinatörü değilsin ve kesinlikle baş antrenör değilsin. Yan hakemsin. Görevinize konsantre olun ve onu iyi yapın ve ekibin geri kalanının ödevleri hakkında endişelenmesine izin verin.
Gerçekçi bir şekilde oynayın:
1) Patronunuza söyleyin. Çalışan bildirimde bulunur. Patron sinirleniyor, "Evet, John zaten söyledi. Beni haberin içinde tuttuğun için teşekkürler."
2) Patronuna söyle. Çalışan kalmaya karar verir, ancak patronunuz yedeği çoktan işe almıştır. Patronun size teşekkür etmeniz gereken bir bütçe sorunu var.
3) Patronunuza söyleyin. Patron, çalışanın karşısına çıkar. Hatta belki çalışanı kovar (Teşekkürler HLGEM). Artık çalışan kızgın ve tüm iş arkadaşlarınıza güvenilemeyeceğinizi bildirecek. Bundan sonra takımda iyi şanslar.
HİÇBİR ŞEY patronunuza söylemekten iyi bir şey gelmez. Aldığım en iyi tavsiye: "Çeneni kapatmak için iyi bir fırsatın seni geçmesine asla izin verme." Kulağa kişisel geliyor, ama değil.
Bundan çıkarmanız gereken tek şey, iş arkadaşınızın projenize ilişkin sorumluluklarını öğrenmeniz ve bunu sessizce yapmanızdır.